Çocuklarda davranış bozuklukları, genellikle normal bir yaşam sürdürmelerine engel olan ve aile, arkadaşlar ve okulda sorunlar yaratan davranış kalıplarıdır. Bu davranışlar çocukların sosyal, duygusal ve akademik işlevselliklerini etkileyebilir. 

Davranış bozuklukları, genellikle çocuğun aile ortamı, okul yaşamı, arkadaşları ve genel yaşam koşullarıyla ilgili sorunlardan kaynaklanır. Bu bozukluklar, çocukların duygusal ve davranışsal durumlarında anormal değişikliklerle karakterizedir. İnsanlara ve hayvanlara karşı şiddet, agresif davranışlar, yalan söyleme ve öfke kontrolü sorunları da çocuklarda davranış bozukluklarından biridir. 

davranis-bozuklugu.jpg

Çocukların kuralları ciddi bir şekilde reddetmeleri risk faktörüdür. Bu davranışlar, fiziksel, sözlü veya sosyal olarak zarar verme eğilimini içerir. Çocukların bu davranışları göstermesinin nedeni, aile problemleri, arkadaşlık sorunları, öğrenme güçlükleri veya psikolojik faktörler olabilir.

Davranış Bozukluğu Nedir?

Davranış bozukluğu çocuk ve ergenler için görülen ciddi sağlık sorunları arasında yer alır. Bu dönemde gözlenen davranım bozuklukları başkalarının haklarını göz ardı etme, karşı gelme, başkaldırma,  toplumsal değerlerin göz ardı edilmesi, fiziksel olarak sürekli tekrar eden davranışlar,  insan ve hayvanlara karşı öfke duymaktır. 

Davranım bozukluğuna giden yolda bu tip davranışlar izlenmektedir. Bu durumu öğretmen, ebeveyn ve başkalarının ciddi şekilde fark etmesi söz konusudur. Anlaşıldığı andan itibaren bir uzman ile görüşerek izlenilmesi gereken yol belirlenmelidir.

Davranış Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Çocuklarda ve ergenlerde görülen davranım bozukluğu son yıllarda giderek artmaktadır. Davranış bozukluğunun toplumda görülme sıklığının %2 ila %15 arasında değiştiği bilinmektedir. Çocuklarda davranış bozukluğu başlangıç yaşı 4-8 arasıdır. Yapılan araştırmalara göre erkek çocuklarından bu durum daha fazla gözlenmektedir. 

Davranış bozukluğuna sahip çocukların çoğunda bununla birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, kaygı bozukluğu, öğrenme güçlüğü gibi durumlar izlenebilir. Aileler davranış bozukluklarından şüphelendikleri takdirde uzmanlara danışmalıdır.

Davranım Bozukluğunun Nedenleri

Davranış bozukluklarının nedenleri oldukça karmaşıktır ve tek bir nedeni yoktur. Genellikle birden fazla faktör davranış bozukluklarına yol açabilir. Davranış bozukluğu olan çocuklar, genellikle çevresel, genetik, psikolojik faktörlerin etkisi altındadır.

  • Genetik Faktörler: Davranış bozukluğu olan çocukların ailelerinde, özellikle anne ve babalarında, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi zihinsel sağlık sorunları öyküsü daha sık görülür. Bu nedenle, davranış bozukluğu olan çocukların genetik yatkınlıkları, bu bozuklukları geliştirme risklerini artırabilir.

  • Çevresel Faktörler: Davranış bozukluğu olan çocuklar, çevresel faktörlerin etkisi altında büyümüş olabilirler. Aile içinde, düşük gelirli ailelerde, ebeveynlerin boşanması, şiddet, ihmal ve istismar, suçlu arkadaşlar ve okulda başarısızlık gibi faktörler davranış bozukluğu olarak görülmektedir.

  • Psikolojik Faktörler: Davranış bozukluğu olan çocukların, özellikle duygusal olarak destekleyici bir çevrede büyümedikleri durumlarda, düşük özgüven, öfke yönetimi sorunları ve kaygı gibi psikolojik sorunları olabilir. Bu sorunlar, davranış bozukluklarına neden olabilir.

Davranım Bozukluğunun Tedavisi

Davranış bozukluğu tedavisi, birçok farklı yöntemle yapılabilir ve her bir çocuğun özel ihtiyaçlarına ve durumuna göre belirlenmelidir. Tedavi planı, çocuğun yaşına, bozukluğun şiddetine ve semptomlarına bağlı olarak belirlenir. En yaygın kullanılan tedavi yöntemleri arasında aşağıdaki yöntemler bulunur:

  1. Psikoterapi: Davranış bozukluğu olan çocuğun davranışlarını, psikoterapi yoluyla sorunlarını anlamalarına ve çözmelerine yardımcı olacak beceriler öğrenirler. Psikoterapi, çocuğun psikolojik ve duygusal durumunu iyileştirmek için çeşitli teknikler kullanır.

  2. İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, davranış bozukluğu olan çocuklara ilaç tedavisi önerilir. İlaç tedavisi, özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar için kullanılabilir. Ancak, ilaç tedavisi genellikle diğer tedavilerle birlikte kullanılır.

  3. Aile Terapisi: Davranış bozukluğu olan çocukların aileleri, davranışlarını yönetmelerine ve çocuklarının sağlıklı bir şekilde büyümelerine yardımcı olacak becerileri öğrenirler.

  4. Eğitim ve Yetiştirme: Davranış bozukluğu olan çocuklara, uygun eğitim ve yetiştirme yöntemleri uygulanarak davranışları yönetmeleri öğretilir. Ayrıca, okulda ve evde çocukların davranışlarıyla ilgili disiplin yöntemleri geliştirilir.

  5. Destek Grupları: Davranış bozukluğu olan çocukların aileleri için destek grupları, stresle başa çıkmalarına ve çocuklarının tedavisi için kaynaklara erişmelerine yardımcı olur.

Davranış bozukluğu olan çocukların tedavisi uzun bir süreç olabilir ve sabır, tutarlılık ve destek gerektirir. Tedavinin başarısı, çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı uygulanması ve çocuk, aile ve sağlık uzmanları arasında açık bir iletişim kurulması ile sağlanabilir.

Karşıt Gelme - Karşıt Olma Bozukluğunun Belirtileri

Karşıt gelme bozukluğu, çocukluk döneminde ortaya çıkan bir davranış bozukluğudur ve karşıt olma, düşmanlık, isyankarlık ve hatta saldırganlık gibi davranışlarla karakterizedir. Bu bozuklukta, çocuklar genellikle yetişkinlerin yönergelerine karşı gelirler, diğer insanlarla sürekli tartışırlar, hükümet veya otoriteye karşı gelirler, kurallara uymazlar, genellikle öfke nöbetleri geçirirler ve başkalarını rahatsız eden davranışlar sergilerler.

Karşıt gelme belirtileri, çocukların davranışlarındaki değişikliklerin uzun süreli ve tekrarlayıcı olmasıyla karakterizedir. Bu belirtiler arasında şunlar yer alabilir:

  • Sık sık tartışma ve çatışma yaratma eğilimi

  • Yetişkinlerin direktiflerine veya isteklerine karşı gelme

  • Kurallara uymama ve sınır ihlalleri

  • Diğer insanlara karşı düşmanca ve saldırgan davranma

  • Öfke patlamaları, sinirlilik veya kolay kızma

  • Başkalarını rahatsız eden davranışlar sergileme

  • Hükümet veya otoriteye karşı gelme eğilimi

  • Okulda başarısızlık ve arkadaşlık sorunları

  • Suçluluk veya pişmanlık hissetmeme

Karşıt gelme bozukluğu teşhisi, çocuk psikiyatristi veya psikolog tarafından yapılmalıdır. Tedavi, çocuğun yaşına, semptomların şiddetine ve çocuğun özel ihtiyaçlarına bağlı olarak belirlenir. Tedavi, psikoterapi, aile terapisi, ilaç tedavisi ve eğitim ve yetiştirme yöntemlerini içerebilir. Başarılı bir tedavi için, çocuğun ailesinin desteği ve işbirliği çok önemlidir.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Psikopati

Antisosyal kişilik bozukluğu ve psikopati, kişilik bozuklukları olarak tanımlanır ve kişinin düşünme, duygusal tepkiler ve davranışlarında anormal ve istikrarsız özellikler sergilediği bir durumdur. Bu bozukluklar, genellikle kişinin toplumla uyumlu olamaması, kişisel ilişkilerinde sorun yaşaması ve yasaları veya kuralları ihlal etmesi gibi sorunlara yol açabilir.

Antisosyal kişilik bozukluğu olan kişiler, toplumun kurallarına uymada zorlanırlar, başkalarına saygısızlık ederler ve yasaları ihlal ederler. Bu kişiler, diğer insanları manipüle etmek, yalan söylemek, suç işlemek ve başkalarının haklarını ihlal etmek konusunda istekli olabilirler. Ayrıca, sosyal normlara uymama, agresif davranışlar, dürtüsellik, sorumsuzluk ve düşük empati seviyeleri gibi özellikleri gösterirler.

Psikopati ise, antisosyal kişilik bozukluğunun daha ciddi bir formudur ve kişinin başkalarına karşı empati kurma ve duygusal bağ kurma yeteneğinin ciddi şekilde zayıflamasıyla karakterizedir. Psikopatlar, genellikle manipülatif, duyarsız ve işlevsel davranışlar sergileyebilirler. Ayrıca, yalan söyleme, başkalarını kullanma ve yasadışı faaliyetlerde bulunma gibi davranışlara da sık sık başvururlar.

Antisosyal kişilik bozukluğu ve psikopati, genellikle erkeklerde daha sık görülür ve genellikle erken çocukluk dönemindeki travmatik yaşantılarla, özellikle de çocuklukta istismar veya ihmal gibi deneyimlerle ilişkilendirilir. Tedavisi, psikoterapi, ilaç tedavisi ve destekleyici terapileri içerebilir.

Antisosyal kişilik bozukluğu ve psikopati, ciddi suçlar işleme eğilimi nedeniyle toplumda endişe yaratır. Bu nedenle, bu bozukluklara sahip kişilerin tedavisi önemlidir. Ayrıca, toplumda bilinçli bir farkındalığın artırılması ve erken müdahalenin teşvik edilmesi, bu kişilerin suç işleme oranlarını azaltabilir ve genel olarak toplumun daha güvenli bir yer olmasını sağlayabilir.

Değerlendirme Randevusu için Formu Doldurunuz