Nörogelişimsel bozukluklar, bireylerde merkezi sinir sisteminin gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir grup bozukluğu içine alan bir tanıdır. Bu hastalıkların tanı kriterleri konulurken, çocuğun davranışlarını iyice analiz edip, sonrasında hiç vakit kaybetmeden gerekli tedavi ve desteği vermek çok önemlidir.
Bireylerin hayatını bütünüyle çok büyük oranda etkileyen Nörogelişimsel bozukluklar başlıca şu şekilde sıralanabilir:
Nörogelişimsel bozuklukların nedeni araştırıldığında, bu duruma yol açan kesin bir nedeni bilmenin mümkün olmadığı görülmektedir. Üzerinde en fazla durulan nedenler arasında ise çeşitli genetik ve çevresel faktörler, beynin hatalı işlevi gibi unsurlar yer almaktadır. Ancak kesin bir şekilde tespit yapmak hiçbir zaman mümkün değildir.
Bu bozukluklara neden olduğu düşünülen çevresel faktörler arasında hamilelik sürecinde kötü bakım, çok genç ya da çok ileri yaşlarda anne olma, sigara ya da alkol tüketme, hamilelik sürecinde geçirilen bir takım enfeksiyon hastalıkları, ilaç kullanmak zorunda kalma, ışın tedavisi görme, doğum öncesinde çok kötü bir şekilde beslenme, annenin diyabet hastalığına sahip olması ve ilaç kullanma zorunluluğu gibi nedenler sıralanabilir.
Genetik faktörlerin nörogelişimsel bozukluklar üzerinde büyük ölçüde etkili olduğu belirtilmektedir. Yapılan araştırmalarda anne ya da babada nörogelişimsel problemlere rastlanması durumunda, çocuklarda bu riskin 5-12 kat arttığı ifade edilmektedir.
Çocuklar, bazı alanlarda diğer çocuklarla kıyaslandığında çok daha yavaş bir gelişim gösterebilir. Gelişimdeki öne çıkan bu sapma ve boşluk nörogelişimsel anlamda bir sorun oluştuğunun ispatı niteliğinde olabilir. Bu yüzden mutlaka incelenmesi gerekir.
Nörolojik bozukluk, beynin sinir sisteminde oluşan ve ileri gelen herhangi bir bozukluk çeşididir. Omurilik, beyin ya da diğer sinir sistemlerinde yer alan biyokimyasal, yapısal ya da elektriksel anormallikler bu durumda belirti olarak kabul edilir.
Bu bozukluklarda ortak özellik olarak çocukların erken çocukluk döneminden itibaren başlayan farklı gelişimsel aksamalar ve gecikmeler ile yol alması, sonrasında önemli ölçüde ortaya çıkan bu sorunların belli seviyede yarattığı etkilerin ömür boyu sürmesi denilebilir. Nörogelişimsel bozukluktan etkilenen kişilerde, farklı seviyelerde emasyonel, fiziksel ve zihinsel olmak üzere belirtilerle kendini gösterebilir, bu sayede etkilenen kişinin hem ailesi hem de yakın çevresi, bulunduğu sosyal çevre için önemli sonuçlar doğurabilir.
Merkezi sinir sisteminin gelişim düzeyi hem çevresel faktörler hem de genetik özelliklerle doğru orantılı olarak şekillenir. Yaşamın ilk yıllarında normal gelişim sürecinden sapma halleri, nöronal yapılanma ve etkili bağlantılar üzerinde bir takım sorunların oluşmasına neden olabilir. Bu yüzden nörogelişimsel bozuklukların oluşma sebebine bakıldığı taktirde, genetik ve metabolik hastalıklar, sosyal ve duygusal mahrumiyet, immun sistem bozuklukları, beslenme ile alakalı bazı faktörler, enfeksiyon hastalıkları, toksik ve çevresel faktörler, fiziksel travma gibi pek çok farklı nedenle karşılaşma mümkün olabilir. her hastanın hikayesi kendine özgü olduğundan, bir tanesi ya da birkaçı aynı hastada görülebilir.
Nörogelişimsel bozuklukların tanısı konulmadan önce, bahsi geçen bozukluğu tanı kriterleri kapsamında detaylı şekilde sorgulamak, bakım veren aile üyelerinde, öğretmen ve yakın çevresinden bilgi toplanması, nörolojik ve fiziksel muayene konusunda yardımcı olacaktır. Aynı şekilde bu bozukluğu tespit etmek için uygun şekilde psikometri testler, beyin görüntüleme çalışmaları ve laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır.
Nörogelişimsel bozukluk teşhisinin doğru bir şekilde konulabilmesi adına, eşlik etmesi gereken diğer tıbbi durumları atlamamak için gerektiği takdirde birkaç bölümün iş birliği yaparak hastayı değerlendirmesi, klinik muayenenin yanı sıra diğer tüm tanı araçlarının eksiksiz bir şekilde kullanılması çok önemli bir yere sahiptir.
Bu hastalığın tedavisi söz konusu olduğunda ise yine bozukluğun ağırlığı ve şekli göz önünde bulundurularak doğru bir tedavi şekli planlanır. Bu tedavi yöntemleri genellikle farmakolojik ve farmakolojik olmayan tedaviler şeklinde iki büyük grup altında değerlendirilir. Farmakolojik tedavilerde bozukluğun nedenine ve belirtilerine yönelik olarak medikal uygulamalar yapılmaktadır.
Farmakolojik olmayan tedavi yöntemlerinde ise davranışsal terapiler, nöropsikolojik rehabilitasyon, psikososyal destek yer almaktadır. Bu tedavideki temel amaç bireylerin ihtiyaçlarını baz alarak, buna uygun olan bir biyopsikososyal düzenleme yapabilmektir.
Bu gibi durumlarda bakım veren bireylerin nörogelişimsel bozukluklarla karşı karşıya kalan çocuklarda, özellikle erken çocukluk döneminde titizlikle çocuğun davranışlarını incelemesi ve tanı kriteri adına hemen bir adım atması çok önemlidir. Gerekli test ve uygulamalardan sonra kesin olarak tanı konulduğunda, hekim yönteminde tedavi yöntemi planlanmalı anne ve babalar hemen harekete geçmelidir.
Özellikle özel eğitim gerektiren durumlarda bu durumu göz ardı etmek, çocuğun gelişimi ve geleceği için olumsuz bir durumdur. Gerekli eğitim programları için özel eğitim merkezleri ile koordineli bir şekilde hareket etmek, çocuğun rutin hayatını daha sağlıklı bir şekilde geçirebilmesi için önemli bir adımdır.
Bu anlamda alanında uzman ve çocuğun kişisel öyküsünü göz önüne alarak bu alanda hizmet veren özel eğitim merkezlerine yönelmek gerekir. Meryem Yerli, bu anlamda üst düzey kalite standartlarında hizmet anlayışını bulabileceğiniz, çocuğunuzun geleceğini inşa etmek konusunda uzman ekibiyle büyük bir titizlikle hizmet veren nitelikli bir özel eğitim merkezi olarak karşınıza çıkar.
Çocuğunuzu en az sizin kadar önemseyen Meryem Yerli, özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için beklentilerin üstünde eğitim ve gelişim anlayışıyla gönül rahatlığı ile çocuklarınızı teslim edebileceğiniz bir alandır. Sizde bu kaliteyi, özveriyi ve eğitim sevgisini bizzat deneyimlemek isterseniz web sitemizde yer alan iletişim numaralarımızdan bizimle iletişime geçebilir, çocuğunuz için çok güzel bir başlangıca imza atabilirsiniz.