Otizmli çocukların zaman zaman sergilediği öfke nöbetleri ve kendine zarar verme ya da saldırgan tepkiler verme gibi durumlar, genel olarak istedikleri bir şey yapılmadığında ortaya çıkar. Ayrıca kafalarındaki düzen bozulduğunda, kendilerini baskı altında hissettiklerinde ya da nedeni anlaşılmayan bir nedenden dolayı bu şekilde davranışlar sergiledikleri görülür.

Otizm; yaşam boyu devam eden, iletişim ve sosyal becerilerin zorluklarla ve sınırlı ya da tekrar eden düşünce davranışlarla karakterize olan, değişken şiddette bir nörogelişimsel bozukluk olarak karşınıza çıkar. Otizmde her yaşta teşhis mümkün olsa bile, semptomlar daha çok hayatın ilk 3 yılında ortaya çıkar. Bu bireylerin diğer insanlarla etkileşim ve göz teması kurmak, jest ve mimik kullanımı gibi sözsüz iletişimde sorun yaşadığı görülür. Ayrıca konuşma becerisinin çok geç ya da sınırlı olması, yüksek seslerden hoşlanmama, kolları sallama gibi belirleyici ve tekrarlayan belirtileri dikkat çeker.

otizmli-cucuk-kavga.jpg

Otizm, beynin yapısı ve işleyiş şeklini direkt olarak etkileyen bir takım sorunlardan kaynaklanan bir bozukluk olarak değerlendirilir. Ayrıca bu hastalığın, ailelerin çocuk yetiştirme tarzı ve ailenin sosyo- ekonomik düzeyi ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Ancak bu bozukluk, bazı zamanlarda bireyin öfke nöbetleri başta olmak üzere bir takım krizler yaşamasına neden olur. Otizm krizlerinde özellikle ailelerin çocuğa karşı sergilediği davranış ve tutum çok önemlidir.

Otizm spektrum bozukluğundan kaynaklanan bu kriz olarak nitelendirilen davranış şekilleri ile karşı karşıya kalan ebeveynlerin, düzenli olarak sergilemesi gereken davranış biçimleri,

şu şekilde sıralanabilir:

  • Otistik çocuklarda öfke nöbetine neden olan etkenler varsa, bunlar mutlaka tespit edilmelidir. Hatta mümkün olduğunca en kısa süre içerisinde bu etkenlerin tamamen ortadan kaldırılması, öfke nöbetlerinin azalmasını sağlayabilir,
  • Otizm krizlerinin neden olduğu davranış şekillerinden korkmak doğru değildir,
  • Çocuğun kendisine zarar vermeden, öfkesini ifade edebileceği başka kanallar öğretilmelidir (konuşamayan bir çocuğa, ihtiyaçlarını ve taleplerini gösterebileceği bir resimli defter hazırlanması gibi)
  • Bu davranış şekilleri, çocuğun başkalarına zarar vermeyi hedefleyerek sergilediği tutumlar değildir. Bu durum göz önünde bulundurulmalı ve aslında bu krizlerin çocuğun kendini ifade etme şekillerinden biri olduğu bilinmelidir,
  • Öfke nöbeti sona ermesiyle 2-3 saniye boyunca sessiz kaldıktan sonra, çocuğun bu davranışı mutlaka dikkate alınmalı ve övülmelidir (aferin sana, şimdi sakin bir şekilde oturmaya başladığı gibi)
  • Çocuk öfke krizi yaşadığı için asla cezalandırılmamalı, otizm krizi sona erince küçük bir şeyle ödüllendirilmelidir.

Çocuk öfke nöbeti yaşarken, kendine ya da çevresine zarar verme eğilimi gösteriyorsa:

  • Mümkün olduğunca çocuğun izole bir ortama alınması gerekir (etrafında sivri ve kesici bir şeylerin ve fiziksel zarar görebilme ihtimalinin olmadığı)
  • Eğer çocuk hala kucağa alınabilecek yaşta ise sırtı yetişkinin göğsüne gelecek, kafası ise yetişkinin çenesin 10 cm kadar altında, bacakları yetişkinin bacak arasına kalacak biçimde sıkıca tutulmalı ve sıkıca sarmak yoluyla kontrol altına alınmalıdır.
  • Saldırganlık ve öfke nöbeti hafifleyip tamamen geçene kadar, çocuğun enerjisi bitip sakinleşmesi beklenmelidir. Bu sırada çocuğun sırtını okşayarak sözel herhangi bir müdahalede bulunmadan, sakinleşmesinin beklenmesinde fayda vardır.
  • Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli faktör, çocuğu sakinleştirmeye çalışan ebeveynin herhangi bir sözel müdahalede bulunmadan sakin tutumu sürdürmeye devam etmesidir.
  • Saldırganlığın bir diğer sebebinin, anne ve babanın ilgisini çekmek olduğu unutulmamalıdır,
  • Ses ve gürültü gibi durumlara aşırı derecede tepki gösteren otizmli çocukla kalabalık bir ortama girmek yerine, alışveriş gibi rutin işleri aile bireylerinden biri tek başına yapabilir,
  • Tutarlı ve dengeli bir davranış tutumu sergilemek, otizmli birey için çok büyük şeyleri değiştirebilir.
  • Çocuk otizm krizi yaşarken hangi duygu içerisinde olduğu ve bu duyguyu yansıtması, duyguları öğrenebilme açısından önemlidir. Örnek vermek gerekirse; çocuk baloncuk ile oynarken çok mutlu olduysa ‘’çok mutluyum, çok eğlenceli bir oyun’’ diyebilirsiniz. Ayrıca kitap okurken sıkılıp kalkmak istediğinde, ‘’çok sıkıldım ben’’ diye kitabın son sayfasına bağlayarak bitirebilirsiniz. Çocuklar, duygularının fark edildiğini ve anlaşıldığını anladığında daha çok sakinleşmeye yatkın hale gelir. Uygun durumlar oluştuğunda, uygun duygu ifadelerini söyleyerek onu anladığını göstermek işe yarar.

Değiştirilmesi çok zor olan davranışları kabul ederek, otizm krizlerinin daha sakin şekilde sonuçlanmasını sağlayan önemli bir adımdır.

Mutlaka bir uzmandan destek alınmalı ancak, diğer yandan anne baba desteğinin de çok önemli olduğu unutulmamalıdır.

Otizmli çocuklarda görülen bu saldırganlık ve öfke nöbetleri, genellikle 2-5 yaş arasında belirgin hale gelerek ebeveynleri çok fazla zorlar. Ayrıca bu soruna eşlik eden ve diğer farklı sorunlardan kaynaklanan saldırganlık durumunda, çocuk sadece kendisine değil çevresindeki eşyalara da zarar vermek isteyebilir. Konuşarak istediklerini anlatamayan, rahatsızlık yaşadığı durumları ifade edemeyen ya da canının yandığını göstermek isteyen otizmli çocuklar, bu durumlarda duygusunu öfke nöbeti ve saldırganlık olarak dışa vurabilir. Hatta bu dışarıdan çok basit gibi gözüken durumlar bile, otizmli bireyler için öfke nöbetine sebep olabilir. Anne ve babalara düşen çocuğu güvende hissettirmek ve sabırla sakinleşmesini beklemektir.

Otizm krizlerinde saldırganlık ve öfke nöbetlerine, henüz çocuk küçük yaşlarda iken hemen müdahale etmek çok önemlidir. Çocuğun yaşı ilerledikçe bu saldırganlıkla baş etmek çok daha zor olacağından, fiziksel olarak güçlenen otizmli çocuğun kendine ve çevresine verdiği zarar daha büyük olabilir. Bu durum, aslında otizmde erken tanı ve tedavinin ne kadar önemli olduğunun bir ispatıdır.

Otizmli bir çocuk, dünyaya geldiği ilk andan itibaren aileler birçok sorunla baş etmek zorunda kalır. Davranış bozukluğu, otizmli çocuklarda yaşanan ve aileler için en büyük sıkıntılardan biridir. Kendine zarar verme, tırmalama, ısırma, kafasını vurma, tekmeleme, kardeşini ısırma gibi, bazen çok hafif ancak çoğu zaman yoğun bir şekilde görülen davranış bozuklukları ortaya çıkabilir. Aileler için bu durumlar çok zorlayıcı olabilirken, baş etme yöntemlerini bilmek çok da zor değildir.

Saldırganlık nedeninin tespit edilmesi, otizmli çocuğun saldırgan olmasına sebep olan durumu ortadan kaldırma konusunda etkilidir. Eğer saldırganlık sebebi tam olarak bilinmiyorsa, çocuğun fiziksel bir ağrısının olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin; dişi ya da karnı ağrıyan bir otizmli birey, bu ağrıyı saldırganlık ve kendine zarar verme gibi davranışlarla belli etmeye çalışabilir.

Söyleneni anlamama, konuşamama, tuvaletten korkma, isteği bir şeye ulaşamama ya da rutinin dışına çıkmak zorunda kalma saldırganlığa neden olabilecek faktörler arasında yer alır. Bu yüzden otizmli çocuğun krizlerle baş edebilmeyi öğrenmesi için eğitmenler tarafından iyi gözlemlenmesi, otizm tedavisi sırasında uygulanan terapi ve gözlemlemelerle bu saldırganlığın sebebinin tespit edilmesi çok önemlidir. Kızgınlık, endişe, korku, başarısızlık, güvensizlik ve acı durumları ile karşı karşıya kalan otizmli çocuğun saldırgan olması çok normaldir. Bu yüzden erken tanı ve tedavi planlaması yapılarak çocuğun gelişimine katkı da bulunmak hayati önem taşır.

Otizm Krizleri ile Baş Etme Yöntemleri Meryem Yerli ’de

Otizmli bireyler, doğru ve etkili tedavi yöntemleri ile sosyal hayata kazandırılabilir ve iletişim becerileri geliştirilebilir. Aksi takdirde kendisini ifade edemeyen ve duygularıyla başa çıkamayan otizmli çocukların yaşamı, yetişkin birey olduklarında çok daha zor bir hal alabilir. Erken tanı ve tedavi ile çocuğun terapi almasını sağlamak amacıyla tercih edilen özel eğitim merkezinin kalitesi son derece dikkat gerektiren bir detaydır. Meryem Yerli bu konuda üst düzey kalite standartlarında hizmet veren köklü bir özel eğitim merkezi olarak karşınıza çıkar. Yuva sıcaklığında bir ortamla çocuklara güven ve huzur veren Meryem Yerli, bu alanda en iyisi olarak hizmet vermeye ve alanında uzman ekibiyle özel eğitimde farkını ortaya koymaya devam ediyor. Sizde Meryem Yerli kalitesi ile tanışmak ve çocuğunuza bu anlamda çok büyük bir iyilik yapmak için, web sitemizde yer alan iletişim numaralarını kullanarak hemen bize ulaşabilirsiniz.

İletişim Formu