Otizm spektrum bozukluğu; çok yönlü bir bozukluk olarak nitelendirilse bile temelde öğrenme, iletişim kurma ve motor becerilerinde eksikliklerle fark edilen bir rahatsızlık olarak karşınıza çıkar. Yani otizm aslında nörolojik bir bozukluğa dayanır. Beynin farklı noktaları aynı anda uyarılmaz, harekete geçmez ve bu durumda otizme sahip olan kişinin iletişim kurmasına engel olur. Bu bozukluk tedavi edilebilen ve nedenleri ortadan kaldırılabilen bir rahatsızlık olmasa bile otizmli olan çocuklara otizm terapisi uygulanarak farklı beceriler kazandırılabilir ve hayatına sorunsuz şekilde devam etmesi sağlanabilir.

otizm-terapisine-baslamadan-once-dikkat-edilecekler.jpgOtizmde erken tanı ise tedavi süreci açısından son derece önemlidir. Tanı ne kadar erken olursa, terapi ve tedavi süreci de o kadar iyi şekilde ilerleyebilir. Küçük yaşlarda tanı konulduğunda uzun süren bir terapi yapılabilir ve bu terapi süreci sayesinde bireyin bilişsel, işitsel ve davranışsal becerilere sahip olması mümkün hale gelir. Ancak otizm terapisine başlamadan önce dikkat edilmesi gereken bazı önemli detaylar vardır. Terapi sürecine ne zaman başlanacağı iyi seçilmeli ve bireyin terapiye tam olarak hazır olduğundan emin olunmadan bu süreç başlatılmalıdır.

Otizm terapisine başlamadan önce dikkat edilmesi gereken unsurlar şu şekilde sıralanabilir:

Tanı konulması: Otizm tedavisinde ilk aşama tanı konulmasıdır. Otizmin günümüzde her 59 çocuktan birinde görülen bir rahatsızlık olduğu bilinir. Birçok vaka erken bebeklik döneminden itibaren anlaşılabilir durumdadır. Eğer çocuk içinde bulunduğu yaşın göstermesi gerektiği gelişim belirtilerini göstermiyorsa, otizm olma ihtimali yüksektir. Otizmin en temel belirtisi sosyal ve iletişim gelişim alanlarında bozukluğun olmasıdır. Anne ve babasıyla, çevresiyle ve arkadaşlarıyla kurulan ilişkiler sağlıklı şekilde seyretmiyorsa, çocuk iletişim kuramıyor, cümle kuramıyor ya da söylenen cümleleri anlamakta, anlamlandırmak da zorlanıyor ise otizm olma olasılığı vardır.

Ancak iletişim bozukluğu olan her çocuğun otizm olmadığının altını çizmekte fayda vardır. Otizmin bilinen bir diğer dikkat çeken belirtisi ise sınırlayıcı ilgi ve davranış şekilleridir. Hareket eden eşyalar otizmli çocukların çok daha fazla ilgisini çeker. Otizmi olan bir çocuk, çamaşır makinesinin ya da plağın dönüşünü saatler boyunca izlemek isteyebilir. Aynı zamanda otizmli bireylerin aynılığın korunması konusunda kesin bir tavır içerisinde oldukları söylenebilir. Örnek vermek gerekirse; sürekli aynı soruyu sorup aynı cevabı almak isteyebilirler. Bu bireylerin dil gelişimlerinin kötü olduğuna işaret eden bir özelliktir. Eğer çocuk bunun gibi reaksiyonlar gösteriyorsa otizmli olma olasılığı yüksektir. Tanı konulduğu andan itibaren bir terapi süreci planlanmalı ve uygun zaman diliminde başlamalıdır,

Terapi zamanının belirlenmesi: İlk olarak otizmin farklı rahatsızlıkları tetikleme gücüne sahip olan bir bozukluk olduğunu bilmek gerekir. Özellikle ergenlik çağında anksiyete bozukluğu, depresyon gibi durumları tetikleyebilir. Böyle durumlar söz konusu olduğunda terapi sürecine başlamadan önce, dikkatin terapiye sağlanması için ciddi bir ilaç tedavisi uygulamak gerekebilir. Bireyin zihinsel ve fiziksel olarak terapi sürecine hazır olduğundan emin olmak son derece önemlidir,

Amacın belirlenmesi: Otizm, nedeni tam olarak ortadan kaldırılabilen bir rahatsızlık değildir. Bu yüzden otizm terapisi belli bir amaç doğrultusunda ilerlemek zorundadır. Otizm terapisinin temel amacı görsel, işitsel, iletişimsel sorunları bulunan ve bunları kendi başına geliştirme şansı olmayan bireylere bu konuda yardımcı olmak ve bir takım yetenekleri kazanmasını sağlamak olmalıdır,

Tedavi yöntemini seçmek: Otizmli bireyler için uygulanan günümüzde birçok farklı terapi yöntemi vardır. İşitsel ve duyusal bütünleme terapileri, sanat, müzik ve drama terapisi, yunus terapisi ve hipoterapi gibi yöntemler en fazla kullanılan metotlar olarak karşınıza çıkar. Bu metotlar hakkında olumlu izlenimler olsa bile, hiç birinin tam olarak bir tedavi sağlayabildiği kanıtlanabilmiş değildir. Otizm konusunda terapi yöntemini belirlemek için otizmli bireylerin profilini çıkarmak ve ona uygun olan bir terapi yöntemini seçmek gerekir. Örnek vermek gerekirse; derin düşünme ve anlamlandırma sorunu olan, iletişim bozukluğu yaşayan kişilere drama terapisi uygulanabilir. Müzik terapisi ise işitsel bozukluklara ve duyduğunu anlamlandırma zorluğuna sahip olan kişilere uygundur. Metot tercihi yapabilmek için bireyin detaylı profilini çıkarmak gerekebilir.

Otizmde Erken Tanının Önemi

Erken çocukluk dönemi, özellikle hayatın ilk 5 yılı beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Bu gelişimsel özellik sayesinde çocuğun öğrenme yeteneği doğrudan etkilenir. Otizmli çocuklarda sinir hücreleri ile arasında kurulan bağlantıların sayısı daha az ve yapı olarak sağlıksız özellikler taşımasından kaynaklı, özellikle erken çocukluk döneminde beyin ve sinir sisteminin gelişimi için çocuğun düzenli olarak uyarılması çok önemlidir.

Çocuk eğitimcileri bu konuda çocuklarda okul öncesi eğitiminin okul başarısına sağladığı olumlu etkileri kanıtlamayı başarmıştır. Çocuklar için vurgulanması gereken ve en önemli olan erken çocukluk dönemi eğitimi; özel ihtiyaç gösteren çocuklar için çok daha önemli bir konumda yer alır. Otizm her ne kadar yaşam boyu süren bir durum olarak kabul edilse bile, tam olarak iyileşme günlük bilgilere göre mümkün değildir. Erken çocukluk döneminde yoğun bir terapi sürecine maruz kalan çocukların gösterdiği semptomlarda olumlu yönde belirgin değişikliklerin olduğuna ve %70'e varan düzeltmelerin olabileceğine işaret eden umut verici bilimsel araştırmalar vardır. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda, özellikler ve ihtiyaçları ne olursa olsun her vaka erken tanı ve eğitimin olumlu etkisi olduğu kanıtlanmayı başarmıştır. Ancak bu noktada otizmli çocukların bireysel özellikleri ve zihinsel becerilerinin, yaşadıkları aile ve sosyal çevrenin bu süreç içerisindeki önemini göz ardı etmemek gerekir.

Otizmde dikkat çeken karakteristik özellikler şu şekilde sıralanabilir:

  • Duymuyormuş gibi davranabilirler,
  • Göz teması kurmaktan kaçabilirler,
  • Başkalarının farkında değil gibi davranabilirler,
  • Az melodik babıldama gerçekleşir,
  • Bir grup bebekte huzursuzluk, uykusuzluk, uyku bozuklukları ve uyumsuz davranışlar dikkat çeker. Bunlar ise genel olarak huysuz olarak nitelendirilen çocuklardır,
  • Diğer bir grup bebekte ise sakinlik ve pasiflik dikkat çeker. Bunlar tüm günü yatakta geçiren bebekler olabilir. Bakımları son derece kolay olmasına rağmen çevreden ilgi beklememeleri ve genel ilgisizlikleri ile ön plana çıkarlar,
  • Duyusal olarak ilk zamanlarda seslere karşı kayıtsız kalabilirler ya da gürültüden, bizim duymadığımız seslerden rahatsız olabilirler,
  • Boş ve donuk baktıkları görülebilir,
  • Vücudunu ve başını sallama gibi tekrar eden davranışlar görülebilir,
  • Acıya, ağrıya ve üşümeye tepkisiz oldukları dikkat çeker,
  • Düşük kas tonusu izlenebilir
  • Normal gelişim gösteren çocuklara göre daha az mimik kullanırlar,
  • 18-24 ayda başka insanların zor durumda olmasına çocuk cevap verir. Başka insanların duyguları yanıt verme düşük fonksiyonlu otizmli bireylerde genel olarak yoktur. Yüksek fonksiyonlu bireylerde daha sık rastlanır,
  • 2. Yılda beceri kaybı yaşanabilir. Özellikle 15 ile 18. Ayda regresyon zirve yapar.

Otizmli bireylerin dil gelişimi ve konuşma özellikleri ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Ekolali: Çocuğun duyduğu kelimeleri cümlenin konuşmacının hemen arkasından ya da daha sonrasında taklit etmesidir. Normal çocuklar konuşmaya duyduğu kelimeleri taklit ederek başlar ve bu durum genel olarak 2,5 yaş civarında sonra erer,
  • Mutizm: Bu durum sessizlik içerir,
  • Murmuring: Bu durumda çocuk sürekli olarak mırıldanır,
  • Disprozodi: Ses tonunu ayarlamak konusunda zorlanır,
  • Yineleyici konuşma: Bazı konularda takılarak, bu konuyla alakalı sürekli olarak tekrar etme eğilimindedir,
  • Zamirleri karıştırma: Genel olarak birincil şahıs ''ben'' kullanımı yerine, ''sen'' ya da ''o'' kullandığı görülür,
  • Gramer bozukluğu: Cümlelerde özellikle fiil eklerini söylememe yaygın şekilde görülür. Bu durumda uygun olmayan cümle kuruluşu sıklaşır,
  • Konuşulanları anlama zorluğu: Özellikle soyut kelimeleri anlama konusunda, mecaz kullanımları anlamada güçlük vardır,
  • Konuşmayı başlatamama-sürdürememe: Bu durumda ise kendiliğinden iletişimi başlatma konusunda yetersizlikler dikkat çeker.

Otizm Tedavisi Meryem Yerli 'de

Ülkemizde otizm tanısı çocuk psikiyatristleri tarafından konulabilir. Doktor tarafından çocuğun tüm oyun şekilleri, gelişim basamakları, ilgi alanları, duyusal ve sözel iletişimi hakkında ayrıntılı bilgi alınır ve çocuk detaylı olarak gözlemlenir. Gereken tetkikler (işitme testi ve farklı metabolik hastalıklarla alakalı araştırmalar, EEG gibi) gözlemlenir. Gerekli durumlarda ise farklı branşlardaki hekimlerden konsültasyon istenebilir.

Otizmli çocuklarda grup terapisi, bireysel terapi, özel eğitim ve gerektiğinde ilaç tedavisi hayata geçirilir. Tedavi sürecinde ailenin bilgilendirilmesi, eğitim sürecinin en önemli basamaklarından biridir. Otizmde kalıcı olarak tedavi edici herhangi bir ilaç yoktur. İlaç tedavisi sıklıkla eşlik eden hiperaktivite, davranış bozuklukları, tekrar eden hareketlerin azalması ya da uykunun düzenlemesi için tedaviye eklenir. Kullanılan bazı ilaçlar ise çocukların konuşma becerileri ve sosyal becerilerinde olumlu gelişmelere sebep olabilir.

Günümüzde otizmli çocuklara yardımcı olmak için birçok farklı denemeler yapılmıştır. Bu konuda çoğu anne baba yeni tedavi yaklaşımları denemek için aceleci davranabilir. Bazı tedaviler ise alanında uzman kişiler tarafından geliştirilmiştir. Otizmli çocuklar için nitelikli özel eğitim süreci sağlamak için en doğru kurumun tercih edilmesi gerekir. Meryem Yerli; söz konusu otizm terapi sürecinde kalite odaklı hareket etmek olduğunda her zaman üst düzey kalite standartlarında çalışmalara imza atan nitelikli bir adrestir. Uzun süredir özel eğitim konusunda huzur ve güven odaklı hareket eden Meryem Yerli; alanında uzman kadrosu ile tamamen hasta odaklı bir çalışma sistemini hayata geçirir. Sizde otizmli çocuğunuzu Meryem Yerli kalitesiyle tanıştırmak isterseniz hemen kurumumuzun web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Meryem Yerli; özel eğitimde gelişmeye ve büyümeye devam ediyor.

İletişim Formu