Çocuk gelişiminde bazı farklılıkların kendini göstermesi, otizm ve uyaran eksikliğinin birbiriyle karıştırılmasına neden olabilir. Bu iki durumunun belirtilerinin birbirine çok benzemesi, bazen yanlış teşhise varan sonuçlar doğurmaktadır. Ancak çocuk-aile ilişkisi güçlendirildiğinde, belirgin farklara dikkat etmek ve doğru teşhisle çocuğun faydasına olacak adımları atmak mümkün olacaktır. Otizm ve uyaran eksikliğini birbirinden ayırabilmek için ilk olarak bu iki terimin ayrımını doğru şekilde yapabilmek gerekir. Kısaca açıklamak gerekirse:

otizm-ve-uyaran-eksikligi-farki-nedir.jpg

OTİZM: Otizm, çocuklarda erken çocukluk döneminde kendini göstermeye başlayan, sonrasında ise ömür boyu devam eden nöro-gelişimsel bir farklılık olarak karşınıza çıkar. Ancak otizmi bir hastalık olarak görmek doğru bir yaklaşım değildir. Bu durum sadece gelişimsel bir farklılık olarak kabul edilir. Otizm spektrum bozukluğu olan çocuğun gelişimi için erken teşhis konulması ve desteklenmeye başlanması önemlidir. Otizmli çocukların ebeveynlerine gerekli bilgi detaylı bir şekilde verilmeli ve teşhis konulduktan itibaren en verimli eğitim programı hazırlanarak uygulanmaya başlanmalıdır.

Otizm belirtileri başlıca şu şekilde kendini gösterir:

  • Sürekli olarak aynı kelimeleri kullanır ve tekrar ederler,
  • İma, şaka gibi söylemleri anlamakta zorluk çekerler,
  • Fiziksel olarak temas etmekten hoşlanmazlar,
  • Seslenildiğinde ya da kendisiyle konuşulduğunda tepki göstermezler,
  • Sallanma, el çırpma gibi davranış biçimini tekrar etmeye eğilimlidirler,
  • Belirli olarak takıntı ve düzenleri vardır. Bu düzenin bozulması halinde sinirlenirler,
  • Bir cisme ya da nesneye karşı aşırı ilgili olabilirler,
  • Göz teması kurmak istemezler,
  • Kelimeleri öğrenmek konusunda zorluk çekerken diğer yandan düzenli bir cümle kuramazlar,
  • Konuşmamayı tercih ederler. Konuşmak onlar için bir iletişim aracı değildir,
  • Eşya ve çizimleri düşürme ve onlara takılma davranışlarını tekrar ederler,
  • Işık ve sese karşı aşırı duyarlıdırlar. Ancak ağrı, sıcaklık, acı gibi durumlara karşı ise tam tersi tepkisiz kalırlar,
  • Oyun oynarken bir oyuncağın ya da nesnenin tek bir parçasına odaklanırlar,
  • Arkadaşlarıyla oynamak yerine daha çok kendi başına vakit geçirmeyi tercih ederler. Sosyal iletişim kurmaktan çoğunlukla kaçınırlar.

Bu belirtilerden bir ya da birkaç tanesini yaşayan çocuklarda kesinlikle otizm spektrum vardır diye kesin bir kanıya varmak doğru değildir. Uzman çocuk doktorları ve özel eğitim kurumları tarafından uygulanan otizm testlerine bağlı olarak sonucu ortaya koyan somut bir teşhis sonrası, gereken eğitim programıyla çocuğun gelişimi desteklenmelidir.

UYARAN EKSİKLİĞİ: Çocuk gelişimi sırasında yeterli gelişim gösteremeyen ve düzey olarak akranlarından geri kalan çocuklarda uyaran eksikliği söz konusudur. Uyaran eksiliği ile karşı karşıya kalan çocuklar için sosyal etkileşim kurmak pek kolay değildir.

Uyaran eksikliğinin dikkat çeken bazı belirtileri ise şu şekildedir:

  • Gelişim olarak gerilik söz konusudur,
  • Özellikle yaşıtı olan çocuklarla doğrudan iletişim kurmakta zorlanırlar,
  • Öfke sorunu yaşadıkları görülür,
  • Konuşmada problem ve gecikme görülür,
  • Erken yaş döneminde bu yaşa uygun olarak verilen komutları yerine getiremezler,
  • Parmakla gösterme, işaret etme, mimik ve jestlerde sorun yaşadıkları görülür,
  • Sürekli televizyon ve telefonda bir şeyler izleme eğilimi bulunur. Tablet, telefon ekranlarına aşırı derecede ilgi duyarlar,
  • Yalnızca istedikleri zaman göz teması kurar ve onun dışında insanlarla göz teması kurmaktan kaçınırlar,
  • Olay ve cümleleri anlama konusunda sorun yaşayan uyaran eksikliği bulunan çocuklar çevresel faktörlerin yarattığı hiçbir hareketlilikten etkilenmezler.

Otizm ve Uyaran Eksikliği Arasında Dikkat Çeken Farklar Nelerdir?

Otizm, çocuklarda klinik olarak teşhis edilen klinik bir tanı olarak dikkat çeker. Uyaran eksikliği ise sadece bir neden olmakla beraber bu şekilde bir tanı bulunmamaktadır. Uyaran eksikliğinden dolayı ortaya çıktığı ifade edilen birkaç otizm tanısı bulunur. Otizmli çocukta iletişim kurarken birden kopmasına neden olacak bazı durumlar söz konusudur. Uyaran eksikliğinde ise uyarıcı olan davranış şekilleri refleksif ya da amaçsız olarak düşünülemez. Otizmli olan çocukta çevreyle iletişim kurma isteği hiçbir şekilde yoktur. Bazı zamanlarda hiçbir şekilde konuşmadıkları görülür. Uyaran eksikliğinde ise çok az da olsa iletişim vardır.

Uyaran eksikliği bulunan çocuğa seslenildiğinde tepki verdiği görülür. Ancak otizmi bulunan çocuk sese tepki vermez. Uyaran eksikliği bulunan çocuklar sık sık öfke nöbeti ile karşı karşıya kalır. Otizmde ise hiçbir şekilde acıya karşı tepki mevcut değildir. Otizmi olan çocuklar hep tekdüze cümleler kurarken duygularını ve düşüncelerini göstermekten kaçınırlar.

Son dönemde yoğun televizyon, tablet ve telefona maruz kaldığı için sıklıkla karşılaşılan uyaran eksikliği 0-3 yaş çocukların yeterli olarak uyarandan yoksun kalması durumudur. Bu noktada eksikliğe neden olan ve belirti gösteren uyaranın ne olduğu sorusuna doğru bir yanıt vermek çocuk gelişimi açısından çok önemli bir yere sahiptir. Uyaran olarak nitelendirilen kavramın içerisine, çocuğun günlük yaşamın içerisinde etkileşim içinde olacağı ve gelişimi açısından fayda sağlayan her şeyi dâhil etmek mümkündür. Bunlar anne ve baba ile yapılan kısa bir sohbet olacağı gibi yaşıtı olan bir başka çocukla oynadığı oyun bile olabilir. Çocuklar için uyaranın çok önemli olmasının temel sebebi, 0-3 yaş arası erken çocukluk döneminde olan çocuklar için bu dönemin uyarana en açık olduğu bilinmelidir. Bu yüzden bu süreç içerisinde çocuk için bir uyaran yetersizliğinin olması gelecek yıllarda içine kapanık olmasının, sosyal iletişimsizliğin, özgüven eksikliği gibi sorunların en önemli faktörü haline gelebilir.

Otizm ve Uyaran Eksikliği İçin Özel Eğitim Meryem Yerli Farkıyla

Uyaran eksikliği, çocukların yaşamını olumsuz etkileyen çok önemli bir nöropsikolojik bir sorundur. Bu durum ilerlediğinde otizm ve otizme benzeyen farklı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabileceğinden tespit edildiği andan itibaren uyaran eksikliği giderilmeye çalışılmalıdır. Çocuğunda uyaran eksikliği söz konusu olan ebeveynlerin, ev içi düzeni çocuğun daha fazla uyarana maruz kalabileceği şekilde yeniden düzenlemesi gerekir. Uyaran eksikliği çok ciddi boyutlara ulaşmadan önce bir pedagog ya da özel eğitim merkezine danışmak çocuğun gelişimi açısından oldukça kıymetlidir. Uyaran eksikliği konulan çocuk, bundan sonraki sosyal gelişim sürecinde özel eğitim merkezinden çalışan öğretmenler tarafından dizilecek yol haritasına uygun olacak şekilde yönlendirilmelidir.

Uyaran eksikliğinin erken teşhis edilmesi, iyileşme sürecinin kısalması konusunda çok faydalıdır. Uyaran eksikliğinin iyileşme sürecinde çocuk gelişim uzmanlarının verdiği önemli tavsiyeleri dikkat alarak ev ortamında basit ama etkili birkaç uygulama ile çocuğunuza fayda sağlayabilir ve onunla kaliteli vakit geçirerek uyaran eksikliğinin yok olmasını sağlayabilirsiniz. Önemli olan özel eğitim merkezi ile sürekli iletişim içinde kalabilmek ve önerileri dikkate almaktır.

Uyaran eksikliğine maruz kalan çocukların ileriki dönemlerde otizm gibi istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalmaması için tercih ettiğiniz özel eğitim merkezinin güvenilir ve çalışan personellerin her konuda yeterli donanıma sahip olduğundan emin olmanız gerekir. Bu anlamda Meryem Yerli, uzun yıllara dayanan çalışma tecrübesi ile çocuklarınız için en verimli eğitimi güven ve huzur ortamında alabilmesini sağlayan çok önemli bir özel eğitim merkezidir. Çocuklarınıza kendi evladı gibi bakan ve sıcak bir yaklaşımla her çocuğun kendine özgü hikâyesine uygun bir tedavi yöntemi geliştiren Meryem Yerli özel eğitim öğretmenleri için çocuklarımız geleceğimizdir. Sizde çocuğunuza bir iyilik yaparak onu Meryem Yerli’nin şefkatli kollarına gönül rahatlığı ile emanet etmek için web sitemizde yer alan iletişim numaralarından hemen bize ulaşabilirsiniz.

İletişim Formu